Teknolojinin zararları

Tüm teknolojik aletlerin elektrik enerjisiyle çalıştığı bir dönemde, haliyle muazzam bir elektromanyetik alan ile karşı karşıya kalmamız anlamına geliyor. Esasında insanın, daha doğrusu insan beyninin, sinirlerin elektrik sinyalleri ile irtibata geçmesi hasebiyle doğal bir elektromanyetik alanı vardır. Bu alan insan ve çevresi için zararsız ve oldukça küçük bir yapıdadır.

Ancak bu elektromanyetik alan, bir başka elektromanyetik alan ile karşılaştığında teknolojinin zararları ortaya çıkmaya başlar. Elektrik sinyalleriyle çalışan bir beyine, başka bir elektromanyetik alanının gereğinden fazla yaklaşarak ve uzun süreli temasının ardından, beyin bir takım zararlar görebilir. Bu zararların başında beyin hücrelerinin ölmesi ve beyinin kendi manyetik alanının düzensiz çalışması gelmektedir. Bu zararların fiziksel yansıması ise denge kaybı ve duyuların azalması yönünde olabilir.

Elbette teknolojinin zararları denince ilk önce akla gelen cihazlar cep telefonları. Günlük yaşantımızda oldukça fazla kullandığımız ve sadece GSM sebebiyle değil, Bluetooth ve Wireless gibi farklı sinyallerde yayan akıllı telefonlar, her ne kadar henüz kanıtlanmasa da sağlık açısından ciddi şüpheler uyandırıyorlar.

Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’nin (National Academy of Sciences) yaptığı bir araştırmaya göre yüksek gerilim hatlarının yakın çevresinde yaşayan çocuk yaştaki bireylerin lösemiye yakalanma riski, elektromanyetik alan sebebiyle %50 daha fazla olduğu ortaya çıktı. Aynı araştırmaya göre çeşitli kanser türlerinin de “risk” faktörlerinin ortaya çıkmasında, elektromanyetik alanların (özellikle yüksek gerilim hatları gibi daha ciddi boyuttaki alanlar) rolü oldukça büyük.

Teknolojinin zararlarının genelde “sinyal” seviyesindeki elektromanyetik alanlar ve radyasyon olduğu uzun süredir zaten biliniyor. Ancak bilim adamlarının (başta NASA) henüz başladığı araştırmalar, teknolojide oldukça fazla kullandığımız plastik maddelerin zararlarını ortaya koyacak gibi gözüküyor.